KURŞUNLA ÇALIŞMADA İŞ GÜVENLİĞİ
Çoğunlukla deri, havadaki tozların solunumu ve sindirim sistemi aracılığı ile insan vücuduna giren kurşunun sağlık üzerine olumsuz etkileri, aslında aralarında net ve belirgin bir ayrım olmamakla birlikte akut ve kronik olarak iki grupta değerlendirilebilir.
Kurşunla Çalışmada İş Güvenliği tedbirleri ve İşçi Sağlığı takipleri özel bir değerlendirme başlığı olarak izlenmelidir.
Akut Etkiler;
Kurşun, diğer ağır metaller gibi, düşük konsantrasyonlarda dahi, toksik (zehirli) etki gösteren bir elementtir. İnsan vücuduna girdikten sonra kanda hemoglobin sentezini gerçekleştiren bazı enzimleri baskılayarak etki gösterir. Ayrıca alınan kurşunun bir miktarı da tersiyer fosfat bileşiği şeklinde kemik dokusunda depolanır. Günlük olarak alınan kurşunun bir miktarı da idrarla birlikte vücuttan atılır.
Yüksek miktarlarda ve sürekli / tekrarlayan bir şekilde kurşun alımının söz konusu olduğu durumlarda;
- Ağızda metalik tat,
- Midede ağrı ve bulantı hissi,
- Kusma ve ishal tablosu,
- Sinir sistemi harabiyetine bağlı intoksikasyon,
- Koma hali,
- Solunumun durması,
- Ölüm gibi olayların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Kronik Etkiler;
Kurşunun insan sağlığı üzerindeki klinik önemi, kan ve sinir sistemi üzerinden açıklanabilir. Kurşun, önemli bir enzim baskılayıcısıdır (inhibitör). Selenyum ve sülfürlü enzimler, vücutta anti-oksidan etki gösterirler. Kurşun, bu enzimleri baskılar ve anti-oksidan etki göstermelerini engeller. Düşük dozlarda bile olsa sürekli alınan kurşun zaman içinde;
- Büyümenin ve sinir gelişiminin baskılanmasına
- Sinaptik fonksiyonlarının bozulmasına
- Fonksiyonel yetersizliklere
- Zeka ve hafıza kaybına
- Konsantrayon zorluğuna
- Böbrek, karaciğer ve kalp yetersizliklerine yol açabilir.
Bu kronik nedenlerden dolayı, kurşunla çalışmada iş güvenliği'nin yanı sıra, işçi sağlığı ön plana çıkmaktadır.
Kurşunlu Ortamlar
Endüstriyel kullanımı sebebiyle, biyosfer başlı başına bir kurşun kaynağıdır. Yapılan araştırmalarda, sadece kuzey yarım kürenin havasında 1.000 tonun üzerinde kurşun olduğu kabul edilmektedir.
İş hayatında ise özellikle petrol sanayi, boya sanayi, tamir-bakım işleri, akümülatör üretimi, metalik madencilik, metal sanayi gibi iş kollarında çalışanların kurşuna maruziyeti daha yüksek ve tekrarlayıcıdır.
Türkiye'deki İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatında yer alan SAĞLIK KURALLARI BAKIMINDAN GÜNDE AZAMİ YEDİ BUÇUK SAAT VEYA DAHA AZ ÇALIŞILMASI GEREKEN İŞLER HAKKINDA YÖNETMELİK uyarınca günde 7,5 saati geçmeyecek şekilde çalışılacak işler arasında kurşunla çalışmalar da yer almaktadır.
Tıbbi Takip
Kıtalar ve ülkelere göre değişiklik gösteren sınırlar söz konusun olsa da, ülkemiz mevzuatında kandaki kurşun miktarı yetişkin erkeklerde 300 µg/l 'yi, yetişkin kadınlarda ise 100 µg/l 'yi geçmemelidir.
Kurşunla çalışmalarda, ortamdaki ve kandaki kurşun miktarları maksimum 6 aylık süreleri geçmeyecek periyotlarla yapılacak tahlillerle ve ortam ölçümleri ile takip edilmelidir.
- Ortamdaki kurşun miktarı (solunabilir tanecik - OEL değeri) 0,15 µg/m3 değerinin üzerinde,
- Kandaki kurşun miktarı yetişkin erkeklerde 350 µg/l, yetişkin kadınlarda 150 µg/l değerlerinin üzerinde tespit edilmesi durumunda ölçüm ve tahlil sıklıkları 3 aylık periyotlarla takip edilmelidir.
Akut ve Kronik etkileriyle kurşun, çalışanların yaşam kalitelerini bozabilecek, zehirlenmelere, meslek hastalıklarına yol açabilecek hatta ölümle sonuçlanacak vakalara varabilecek boyutta tehlikeli bir metaldir.
Kurşunla Çalışmada İş Güvenliği tedbirleri, büyük oranda çalışanların bilinçli davranışlarına da bağlıdır. Kurşunun insan vücuduna etkileri, korunma yöntemleri, uygun kişisel koruyucu donanımların kullanımları hakkında tüm çalışanlar için spesifik eğitimler düzenlenmelidir.