SESSİZ İSTİFA NEDİR?
Son dönemde sıkça duymaya başladığımız "Sessiz İstifa" (sessiz bırakma, quite quitting) kavramı, içerdiği "bırakma, istifa" anlamındaki kelimelere rağmen genel anlamda akla gelen istifa kelimesi ile aynı anlamda kullanılmıyor.
Aslında bir çok kişi için hep var olan bu kavram, özellikle pandemi döneminde ortaya çıkan evden çalışma, uzaktan çalışma gibi kavramların yükselmesi, kişilerin bu izole dönemde iş hayatlarını daha sıklıkla değerlendirmeye fırsat bulmaları gibi nedenlerle hızlı bir artış gösterdi.
New Yorklu 24 yaşındaki bir gencin adlandırdığı sessiz istifa, aslında, çalışanın sadece görev tanımındaki işleri ve yeterince yapması olarak tanımlanabilir. Daha kaba bir tabirle "kovulmayacak kadar çalışmak" olarak da açıklanabilir.
Sessiz İstifanın Nedenleri
Sessiz bırakma/istifa nedenleri sadece çalışan ile ilgili değil, tüm iş ortamı ile ilgilidir. Çalışanın bu aşamaya gelmesinde bir çok birimin veya kişinin etkisi olabilir.
Çalışanlar;
Çalışmalarının yeterince takdir edilmediğine inanan, terfi alma, maaş zammı, prim vb. ek kazanımlar elde etmesinin mümkün olmadığına inanan çalışan, artık çalıştığı işyeri için katma değer sağlama kaygısı duymayacaktır. Bu durum da kendisini "yeteri kadar" çalışmaya yönlendirecektir. Kısacası iş tatminsizliği, sessiz istifaya giden en kestirme yoldur denilebilir.
Bir diğer yönlenme ise; hayatın sadece çalışmaktan ibaret olmadığı, iş yaşamı dışında dışarıda bambaşka ve cazip bir dünya olduğunu fark eden çalışanın, işini sadece maaş almasını sağlayacak kadar yapmaya ve iş çıkışı hayatına da ağırlık verme şeklinde olacaktır.
Her iki durumda da çalışanı eleştirmek ve yadırgamak mümkün değildir. Her iş yerinde çalışanlar, fark ve takdir edilmek isterler. Yaptıkları işin ve sağladıkları katma değerin bilinmesi, değer verilmesi ve bunun maddi veya manevi bir geri dönüşünün olması her insan için önemlidir.
Diğer yandan, çalışma haricinde sosyal hayatın gerekliliklerini de yerine getirmeye çalışmak, işin stresinin azalması ve çalışanın psikolojik yönden de daha sağlıklı bir konuma gelmesini sağlayacaktır.
İnsan Kaynakları;
Şirket bünyesinde görev alan insan kaynakları birimi, sadece puantaj ve maaş işlerinden sorumlu değildir. Profesyonel bir işletmede, çalışanların ruhsal ve sosyal sağlık durumları, varsa sorunlarını aktarabilecekleri, fikir ve bilgi alabilecekleri bir insan kaynakları uzmanı/departmanı varlığı, başarı ve başarısızlığın adaletli bir şekilde gözlemlenmesini sağlayabilir. Bahsettiğimiz bu şartlar sessiz istifa kavramının ortaya çıkmasını engelleyecektir.
Yönetim/İşveren;
Sessiz istifanın belki de en önemli sebebi işveren veya üst yönetimin çalışana bakış açısıdır. Görevini layığı ile yerine getiren, bununla da yetinmeyip katma değer sağlamak, daha fazla başarı elde etmek isteyen çalışanları fark edip ödüllendirmek aslında sanıldığı kadar da zor değildir.
Çalışanın iş yapış tarzındaki arzulu trend, fark edilmediği taktirde, bağlılık, amaç ve memnuniyet duygularında düşüşe neden olacaktır.
Çalışma Arkadaşları;
Genelde mutsuz bir kitlenin olduğu işyerlerinde fısıldaşmalar, memnuniyetsizliğin çok farklı şekillerde dile getirilmesi, çalışanın ne yaparsa yapsın takdir edilmeyeceğini, bu durumun genel olduğu ve çoğu çalışma arkadaşının aynı dertten mustarip olduğu fikri sessiz istifaya giden süreçte etkili olacaktır.
Sessiz İstifanın Dezavantajları
Sessiz istifa hareketinin, “Büyük istifa”dan çok daha kritik ve tehlikeli olduğu ön görülebilir. Büyük istifa sürecinin çeşitli tetikleyicileri var ve bu tetikleyicilerin iyileştirici çalışmalarla hafifletilmesi mümkün. Ancak sessiz istifa konusunda çalışanların dile getirdiklerini incelendiğinde, burada genel çalışma hayatına ve disiplinine yönelik kökten bir zihinsel değişiklik görüyoruz.
Bu zihinsel değişiklik, tabii ki gündelik davranışlara ve tercihlere de hızla yansıyor, yansıyacak. Elbette böyle ciddi konularda ezbere konuşmak hata olacaktır. Bu açıdan kurumların İnsan ve Kültür Yönetimi konularında uzman kadrolarla yönetici ve çalışanları bire bir görüşmelerde ve odak grup çalışmalarında bir araya getirmesi, sıcak temas kurması ve nabzı takip etmesi gerekir. Sessiz istifa dalgasının etkilerini azaltmak için kurumların liderlerinin ciddi motivasyonel liderlik sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini de eklemeliyiz.
Sessiz istifa, stresin olumsuz etkilerini bertaraf edebilir; ancak riskleri de hesaba katmak gerek. Yöneticilerin ve ekip arkadaşlarının artık çaba göstermediğini fark etmesi olası. Bu durum pozisyonunu tehlikeye atabilir ve gelişim fırsatlarını kaçırmana neden olabilir.
Z kuşağı olarak adlandırılan yeni nesil, hem medyanın hem de modern toplumun gözlemlerini çok daha iyi yapabiliyor. Yakın çevresinden ve sosyal medyadan takip ettiği "tükenmişlik" kavramından uzaklaşmak için koşuşturma kültürünü reddediyor ve farklı bir konsepti ön plana çıkartıyor.
Bu anlayış, Z kuşağının çalışma hayatında daha aktif rol alacağı yakın gelecekte sessiz istifa anlayışının da kaderini belirleyecek.