HİDROJEN SÜLFÜR GAZI ve ETKİLERİ

HİDROJEN SÜLFÜR GAZI ve ETKİLERİ

Hidrojen Sülfür Gazı (H2S), hızlı ölümlere yol açabilecek kadar zehirli ve patlayıcı özelliğe sahip çok tehlikeli bir gazdır.

Çürük yumurta kokusuna benzer kokusu ve zehirli etkisiyle belirgin olan Hidrojen Sülfür Gazı ve Etkileri ve alınması gereken önlemler konularındaki farkındalık, özellikle, madencilik, doğalgaz ve petrol boru hattı faaliyetleri süresince hayat kurtarıcı sonuçlar doğurabilecektir.

HİDROJEN SÜLFÜR (H2S) GAZI NEDİR?

Hidrojen Sülfür (H2S) gazı, renksiz, kötü kokulu, yanıcı ve son derece zehirli (toksik) bir gazdır. Endüstriyel faaliyetlerin yanı sıra, özellikle yeraltı ve yerüstü madenciliği, petrol ve doğalgaz sondaj, üretim ve nakil işleri gibi çalışmalarla ortamda belirlenebilen hidrojen sülfür gazı (H2S) salınımları söz konusu olabilir. Çok düşük konsantrasyonlarda dahi merkezi sinir sistemi üzerine hızlı bir şekilde etki eder ve ölümcül sonuçlar meydana getirebilir.

Hidrojen sülfür (H2S) yeterli havalandırmanın olmadığı kapalı alanlarda ve zemindeki çukurlarda birikir ve havadan ağır bir gaz olması nedeniyle dibe çöker.

H2S gazının en önemli kaynakları volkanik faaliyetler, bataklık ve nehir ağızlarındaki çürüyen bitkilerdir. Bunların yanı sıra, özellikle fosil yakıtlar olan petrol ve doğalgaz oluşumlarının, yine çürümüş ve fosilleşmiş bitkilerle olan bağlantısı göz önüne alındığında, bu sektörlerde yapılacak her faaliyette, hidrojen sülfür gazı maruziyeti beklenmelidir.

hidrojen sülfür gazı-1

Hidrojen Sülfür Gazı ve Olumsuz Etkileri

Temiz havada 0,0001 – 0,0002 ppm arasında doğal olarak bulunan Hidrojen Sülfür’ün konsantrasyonu, uluslararası standartlara göre yıllık ortalama olarak 0,05 ppm’i ve saatlik ortalama olarak ise 0,125 ppm’i geçmemelidir.

Hidrojen Sülfür gazının en belirgin etkisi sinir sistemi üzerinedir. H2S, Mitokondri enzimlerinde bulunan demir ile kompleks bağ oluşturur. Böylece hücre solunumu mekanizmasını durdurur ve oksijen bloke edilir. Yüksek derişimde birkaç soluk almadan sonra kurban soluk alamaz ve bilinç kaybı yaşar. Aynı zamanda H2S kırmızı kan hücreleri ile bağ oluşturur. Bunun sonucu olarak kanın rengi kırmızı – kahverengiden zeytin rengine dönüşür. Kanın oksijen taşıması engellenir ve kurban boğulmaya başlar.

Bu zararlı ve ölümcül etkiler dikkate alınarak, özellikle petrol sondajı, maden ocağı ve kanalizasyon kanallarında çalışanların, bu gaza maruziyetlerini önleyebilmek adına gerekli önlemlerin ve gazın ortamdaki tespiti için gerekli tedbirlerin alınması şarttır.

Günümüzde elektronik reseptörlerle çalışma alanlarındaki varlığı kolaylıkla ölçülebilmektedir. Yine de günümüz teknolojisi dikkate alındığında, hidrojen sülfür gazı varlığının erken tespiti için çalışma sahalarında tavuk beslenmesi de ayrı bir enstantanedir. Tavukların hidrojen sülfür gazına karşı insanlardan kat be kat duyarlı olmaları nedeniyle, bu hayvanların hala hidrojen sülfür detektörü gibi kullanıldığı ülkeler ve çalışmalar mevcuttur.

H2S Gazı varlığının çalışma alanına girilmeden önce mutlaka yapılması gerektiği gibi, çalışma boyunca da sürekli olarak ölçüm ve gözlem yapılması en uygun yöntemdir.

Bu amaçla çoklu gaz ölçer cihazlar kullanılabileceği gibi (altta-solda), sadece hidrojen sülfüre duyarlı tekli gaz ölçüm cihazları (altta-sağda) da çalışma boyunca kullanımda olmalıdır.

Hidrojen Sülfür Riski

hidrojen sülfür gazı-2

H2S gazının ortaya çıkma ihtimali olan çalışma alanlarında mutlak surette rüzgâr yönünü gösteren “rüzgar yön göstergeleri” (rüzgar tulumu olarak da adlandırılır) bulundurulmalıdır.

Ortamda H2S gazı salınımı riski olduğuna dair uyarı işaretleri ile ek bilgilendirme yapılmalıdır.

Çalışanlara H2S maruziyeti konusunda spesifik eğitimler verilmeli ve tatbikatlar yapılmalıdır.

Acil Durum Planlarına H2S maruziyeti veya tespiti durumunda alınacak aksiyonlar konusunda eklemeler yapılmalı, çalışanlar bilgilendirilmelidir.

Risk Değerlendirme raporlarına H2S Gazı ile ilgili bölüm açılmalı, tehlike ve riskleri öncelikle derecelendirilmelidir.

H2S gazının çok belirgin ve genellikle “çürük yumurta kokusu” olarak tanımlanan bir kokusu vardır. Bu kokunun algılanması durumunda daha önce belirlenmiş ve duyurulmuş şekilde genel ikaz sistemi/alarm aktive edilmelidir. Gaz, çok hızlı bir şekilde sinir sistemini ve buna bağlı olarak koku alma duygusunu etkileyeceğinden, ortamda gaz mevcutken, kokusunun alınamama durumu söz konusu olacak ve yanıltıcı bir şekilde “tehlike geçti” duygusu hâkim olabilecektir.

Bu riski minimuma indirmek için yukarıda da bahsedildiği gibi, çalışanlara hidrojen sülfür gazı ve etkileri konusunda eğitimler verilmeli, maruziyet durumunda, rüzgâr yön göstergelerine bakarak, rüzgâr yönünün 90 derece sağına ve soluna kaçmaları yönünde direktif verilmelidir. Tehlikenin bertaraf edilmesinden sonra maruz kalmış olabileceği düşünülen çalışanlara gerekli tıbbi yardım derhal sağlanmalıdır.

Rüzgâr yönünün farklılıkları göz önünde bulundurularak, minimum dört adet "ACİL DURUM TOPLANMA BÖLGESİ" belirlenmeli, bu noktaların konumları, uyarı ikaz sistemleri ve maruziyet riski durumunda uygulanması gereken davranış biçimleri özel eğitimlerle çalışanlara aktarılmalıdır.

Konu ile ilgili olarak KAPALI ALAN ÇALIŞMALARI başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.

İsg-212x72

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp