KARPAL TÜNEL SENDROMU
Karpal Tünel Sendromu kısaca KTS olarak tanımlanan, işçilerin çalışma yetisini önemli düzeyde kısıtlayıcı rolü olan bir meslek hastalığıdır. Günümüzde yaygın meslek hastalıkları arasında ilk sıralarda kendini gösterir.
Özelikle çalışma esnasında, el kullanımının yoğun olduğu mesleklerde görülmektedir. Sürekli elleri kavrayarak güç gerektiren işleri yapmak, elleri uzun süreli aynı düzeyde tekrarlayıcı hareketlerle işleri gerçekleştirmek bu hastalığa neden olmaktadır.
Karpal Tünel Sendromunu Hangi Meslek Grupları Yaşamaktadır?
Karpal Tünel Sendromu, el bileği içerisinde sinir sıkışması nedeni ile meydana gelmektedir. Bu hastalık, beyaz yaka ya da mavi yaka fark etmeksizin birçok meslek grubunda görülebilmektedir. El bileğine yüklenerek uzun yıllar çalışmış olan kişiler, uzun süreli bilgisayar kullanımı olan kişiler, ev işlerinde çalışan kişiler, oto yıkama oda çalışan kişiler, fabrikada çalışan işçiler gibi birçok meslek grubuna örnekler verilebilir.
Karpal Tünel Sendromu Belirtileri Nelerdir? Nasıl Anlaşılır?
Karpal Tünel sendromunun en yaygın belirtileri şunlardır;
- Ellerde ve kollarda karıncalanma meydana gelir.
- Ellerde, kollarda ve parmaklarda uyuşma hissi oluşur. Uyuşma hissi ise elektrik çarpması hissiyatı verir.
- Karpal Tünel sendromunda oluşan uyuşma ve karıncalanmalar her iki elin de ilk dört parmağında görülür, bilekten kola doğru yayılım gösterebilir. Ellerde bulunan en son serçe parmak bu uyuşmadan etkilenmez.
- El, kol, parmak ve bileklerde ciddi oranda güçsüzlük oluşur.
Tüm bu belirtiler Karpal Tünel Sendromunu işaret ederken çalışma hayatını ve günlük yaşamı ciddi düzeyde negatif yönde etkileyebilen bir hastalıktır.
Karpal Tünel Sendromu Risk Faktörleri Nelerdir?
Karpal Tünel sendromunda el bileklerinde yer alan sinirlerin sıkışması durumunun oluşması gerekir. Birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bunlar;
- Kişinin anatomisinden kaynaklı olabilmektedir. Bazı kişilerin el bileğindeki küçük kemikler zamanla deformasyona uğrar bu da Karpal Tünel Sendromu oluşumunu tetikler.
- Cinsiyet sebebi ile kadınlarda bu sendromun olma olasılığı erkeklere oranla iki katına ulaşmaktadır. Bunun sebebi ise kadınların el bileklerindeki Karpal Tünel alanları erkeklere göre çok daha küçük olması sendromun kadınlarda daha çok ortaya çıkmasına sebep oluyor.
- Diyabet, tiroit, romatizmalı hastalıklar Karpal Tünel sendromunda risk oluşturur.
- Obezite hastalığı da bu sendromun başlıca riskleri arasında yer alır. Bunun dışında sağlıksız beslenme, sağlıksız yaşam koşulları, sürekli hareketsiz bir yaşam, sigara ve alkol kullanımı Karpal Tünel sendromuna zemin açar.
- Vücudun ödem tutması Karpal Tünel sendromunun oluşumunda risktir. Özellikle hamilelik ve menopoz dönemlerinde kadınlarda çok sık rastlanılan ödem oluşumu, basıncı artırdığı için sinirleri tahriş eder ve Karpal Tünel sendromuna zemin hazırlar. Hamilelikle başlayan ve devam eden bu sendrom doğum sonrasından itibaren yavaş yavaş kendiliğinden düzenlenmektedir.
Karpal Tünel Sendromu Olasılıkların Önüne Geçmek İçin İşveren Tarafından Alınması Genel Önlemler Nelerdir?
KTS yapılan işin niteliğine bağlı olarak meslek hastalığı grubuna giren sendromdur. Çalışan kişilerin bu sendroma yakalanmamaları için işveren tarafından gerekli önlemlerin baştan alınması gereklidir. Bu önlemler ise;
- Çalışanın yeterli oranda dinlenme imkanının olması.
- Ağır sanayide çalışan kişiler için çalışma koşullarını hafifletici önlemler almak.
- Çalışan kişilerin sürekli tekrarlayan işlerden kaçınmasını sağlamak.
- Ağır yük kaldırarak çalışanlar için çalışma koşullarını ve sürelerini hafifletmek.
- Çalışan kişinin, yapmış olduğu işin niteliği doğrultusunda Karpal Tünel sendromu oluşumuna zemin hazırlama olasılığı var ise fiziksel egzersiz eğitimleri sağlamak.
- Çalışan kişinin işi sebebi ile bu sendroma yakalanmış olması durumunda gerekli tedavi surecini üstlenmek.
Karpal Tünel Tanısı Nasıl Koyulur?
Bu sendromun tanısı için konusunda uzman hekim tarafından öncelikle Fiziki Muayene gerçekleşir sonrasında ise EMG testi yapılır. Bu test kesin tanı koymaya yeterlidir.
Tedavisi Nasıl Yapılır?
KTS tedavisi için birçok farklı yöntem uygulanabilmektedir.
- Bunlardan biri cerrahi yöntemdir. En etkin çözüm alınan bir yöntem olsa da sonrasında daha farklı komplikasyonların gelişme ihtimali ve başarısız olma sonucu göze alınarak diğer tedavi yöntemleri daha çok uygulanmaktadır.
- Diğer tedavi yöntemleri arasında ise; Kişilerin uyguladıkları iş ve fiziksel el hareket yoğunluğunu azaltacak önlemlerin alınması gerekmektedir.
- Özellikle el bileğini zorlayan ve tekrarlayıcı hareketler ile çalışmak durumunda olan kişilere belirli zaman aralıklarında istirahat verilir.
- Fiziksel egzersizler ile sinirleri kaydırma yoluna gidilir.
- El bilek splinti kullanılarak median sinir üzerindeki basıncın azaltılması hedeflenir.
- Bunun dışında lazer tedavisi de uygulanabilmektedir. Düşük dozlarda verilen lazer ile dolaşım bozukluğunun düzeltilerek, bilekteki oluşan ödemin azaltılması ile tünel çevresi ödemin giderilmesi ve sinir üzerindeki baskısının azaltılması amaçlanır.
KTS İşe Girmeden Önce Tespit Edilebilir Mi?
KTS riski taşıyan ve bu sendromu yüksek oranla geçirme ihtimali olan kişilerde önceden tespit etmek amaçlı tarama testleri yapılmaktadır. Testin amacı sinirlerdeki iletimi hızını ölçerek kişinin KTS yatkınlık derecesini belirlemektir.
Yapılan araştırmalar yapılan bu tarama testlerinin faydasını incelemiş olup, ise girmeden önce bu testi yaptınız olan 1650 kişi ortalama 6 yıl boyunca gözlemlenmiş ve öncesinde yapılmış olan testin doğruluğu konusunda sonuçlara ulaşılmıştır. Yapılan araştırmanın sonucuna göre ise KTS riski taşıyan kişilerde dahi, meslek grubunda el bilek gücüne ve aktivitesine dayalı iş gruplarında uzun süreli çalışıyor olsa da daha önceden yapılan tarama testinin doğru oranda cevap vermediği görülmüştür.