KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
Özellikle açık alanlarda yürütülen faaliyetlerde tüm çalışanların karşı karşıya olduğu hastalıklardan olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsü, Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna dahildir.
Kurak, karasal iklimin hüküm sürdüğü coğrafyalarda, bu hastalığa yakalanma riski çalışanlar için çok daha yüksektir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Nedir?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, insan sağlığını etkileyen, kene kaynaklı yayılan virüsler arasında en yaygın görülen virüslerden biri olarak bilinir. Bu hastalık, esas olarak Orta Doğu, Asya ve eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin güney kısımları dâhil olmak üzere Avrupa'nın bazı bölgelerinde görülmektedir. “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nedir?” sorusunun cevabını ararken bilinmesi gereken en önemli konulardan biri, virüsün hangi kaynaktan ve nasıl yayıldığıdır.
Bu virüs salgını, toplum içerisinde görülmekle birlikte, kenelerin istila ettiği hayvanlar aracılığıyla da yayılmaktadır. Ayrıca, salgının yayılmasına neden olan bir diğer durum ise, hastalar arasında kan ve diğer vücut sıvılarının teması ile virüsün bulaşmasıdır. Bu nedenle sağlık çalışanları, hemşireler ve diğer hastane personeli daha fazla biyolojik risk altındadır.
Ayrıca Kırım Kongo Kanamalı Ateşinin yaygın olarak bilinmemesi de, virüsün yayılması konusunda risk oluşturmaktadır. Bu sebeple potansiyel olarak endemik bölgelerdeki hastanelerde sağlık personelinin virüsün yayılımını en aza indirmek için bu konuyla ilgili eğitimleri alması ve bu tür durumlar ortaya çıktığında süreci bilinçli bir şekilde yönetebilmesi gerekmektedir.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), ölüm oranlarının % 30'a kadar çıktığı ciddi bir hastalıktır. Hastalığın tedavi yöntemleri ve iyileşme süresinin çok uzun olduğu bilinmektedir. Bu nedenle tedavi yöntemi olarak bir aşı geliştirmesi çok önemlidir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi aşısı geliştirilmesindeki en büyük engel, farklı suşlarda belirtilen büyük genetik değişimlerdir.
Bu sebeple kanıtlanmış, çoğu ülkede özgün olarak bu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ile ilgili bir ilaç ya da aşı geliştirilmemiştir. Yaygın olarak bulunmasa da Bulgaristan’da inaktive edilmiş fare beyninden türetilmiş bir aşı kullanılmaktadır. Fakat temas sonrası profilaksi için kullanılan özgün olmayan imünoglobilin yanı sıra bu aşıların etkililik ve güvenilirliklerinin yeniden değerlendirilmesi beklenmektedir.
Kene Isırması Nasıl Tespit Edilir?
Diğer böcek ısırıkları bazen kene ısırması ile benzeyebilir ve bu nedenle ısırığın keneden dolayı mı yoksa diğer böceklerden mi kaynaklı olduğunu ayırt etmek zor olabilir. Bazı yönergeleri takip ederek bunun farkını ayırt etmek mümkündür. Ancak eğer kene ısırdığından şüphe ediliyorsa her zaman bir sağlık danışanına başvurmak en iyi yoldur.
- Deride ortaya çıkan leke veya kenenin varlığını hissetmek,
- Kenenin ısırdığını fark etmek,
- Bazen kenelerin ısırdıkları konum, diğer böceklerin ısırıklarından ayırt etmeye yardımcı olabilir. Çünkü keneler en sık boyun, saç dipleri, kasık ve bacakları ısırır.
- Kene ısırığı sıvı dolu değildir, oysa karıncalardan ve diğer böceklerden ısırıklar tipik olarak irin doludur.
- Diğer böcek ısırıkları sayıca çok olabilir ve vücudun birden fazla bölgesinde görülebilir. Fakat keneler tipik olarak genelde bir kez ısırırlar ve başlarını derinin altına sokarlar.
Kene ısırıkları genellikle zararsızdır, bu durumda fark edilebilir semptomlara neden olmazlar. Keneler, bazı durumlarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir ve bazı keneler, ısırdıklarında insanlara ve evcil hayvanlara hastalık geçirebilir. Bunlar tehlikeli hatta ölümcül olabilir. Keneler doğada, çimenlerin arasında, ağaçlarda, çalılarda ve yaprak yığınlarının olduğu yerlerde olur.
İnsanın vücuduna girebilmek için keneler alçak ve kısa boylu bitkiler, yapraklar, ağaç gövdeleri ve yere yakın diğer nesnelerin üzerine tırmanırlar. Ön bacaklarıyla nesneye uzanıp arka bacaklarıyla kavrarlar. Ayakkabı, pantolon ya da giysiden deriye ulaşarak güvenli bulduğu bölgede baş kısmından deriye saplanır. Bir kene, deriye saplandıktan sonra ise birkaç gün boyunca orada kalarak yavaşça kan emer. Keneler, asalak yaşam biçimine sahip canlılardır ve hayatta kalabilmek için yaşam döngüsünün her bölümünde canlı bir organizmada yaşamını sürdürmek zorundadır.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Tedavisi
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi tedavisi viral enfeksiyonu olan hastalara genellikle belirtilerin ciddiyetine bağlı olarak, sıvı ve elektrolit dengesizlikleri kontrol altına alınarak müdahale yapılır. Kan ve trombosit değerleri ve plazmanın replasmanı erken tanı ve destekleyici bakımla, özellikle hemorajik belirtileri olan hastalarda hayat kurtarıcı olduğu kanıtlanmıştır.
Bu hastaların tedavisinde spesifik antiviral tedavinin rolü konusunda henüz fikir birliği yoktur. Bunun yanı sıra hastalar, izole edilmeli ve nozokomiyal viral infeksiyonların kontrolü ve önlenmesi için viral hemorajik ateş önlemleri için yüz koruyucu kalkanları, cerrahi maskeler ve eldiven kullanılmalıdır. Ayrıca kanıtlanmış veriler az olsa da, antiviral ilaçlar viral replikasyon basamaklarının herhangi birinde etkili olabilirler.
Bu uygulama, virus tarafından enfekte edilmiş hücreye kısıtlı ilaç aktivasyonu ile uygulanmaktadır. Antibiyotiklerin tedavi konusunda bir etkisi yoktur. Kenenin bulunduğu alanlardan kaçınılması ve kene ısırması durumuyla karşılaşılırsa en yakın hastaneye başvurulması gerekir.
Hastalıktan Korunma Yöntemleri
- Tarla, bağ, bahçe, orman ve inşaat alanları gibi kene yönünden riskli alanlarda çalışılırken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Yüksek boyunlu (konçlu) iş ayakkabıları bu şekilde korunmayı destekleyecektir.
- Kene yönünden riskli alanlarda yapılan günlük çalışmalar sona erdikten sonra çalışan kendisinin ve iş arkadaşlarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.
- Çalışan keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır.
- Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.
- Hastalığa yakalanan çalışanların kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır.
- Kene tutunan çalışanlar, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler.
- Kırım Kongo Kanamalı Ateşine sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşinin virüsünü taşıyan keneler için uygun yaşama alanlarında yapılacak çalışmalarda, çalışanlar hastalık hakkında bilgilendirilmeli, keneye müdahale yöntemleri öğretilmeli ve risk değerlendirme raporlarında bu önemli ve ölümcül sonuçlara yol açabilecek biyolojik risk mutlaka ayrı bir başlık altında ele alınmalıdır.