BRÜTÜS SENDROMU (KOMPLEKSİ) NEDİR?
Yönetim biçimi halkına ve insanlara karşı tutum ve davranışları bir yana bırakırsak,
Romalı tarihçilerin aktardıklarına ve dışarıdan objektif bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde Sezar’ın haklı olduğu Brütüs’ün ise bir hain olarak görüldüğünü söyleyebiliriz.
Peki Brütüs Sendromu nasıl ortaya çıktı? Gelin hep birlikte bu konuyu derinlemesine inceleyerek, tarihin tozlu sayfalarına dalalım.
Brütüs Sendromu Nasıl Ortaya Çıktı?
"Sen de mi Brütüs?" veya başka bir deyişle "Et tu Brute?" sözleri Roma İmparatoru Sezar’ın evlatlık oğlu Brütüs’ün Sezar’a karşı komplo kuranlarla işbirliği yapmasını anlatır. Senato üyeleri arasında gizlice yapılan suikast planına katılan Brütüs Sezar’a son hançer darbesini vurmuştur. Sezar ona dönerek tarihe geçen bu ünlü sözleri söyler: Sen de mi Brütüs?
Brütüs Sezar’ın himayesinde yetişen bir evlatlıktır. Farklı rivayetler bulunmaktadır. Brütüs’ün babası vefat ettikten sonra, Roma’nın en gözde kadınlarından biri olan Servilia yani Brütüs’ün annesi Sezar tarafından alınır ve onunla evlenir. Bazı kaynaklar onun Sezar’ın metresi olduğunu belirtse de biz onun durumunu evlilik olarak kabul edelim. Brütüs’ün annesi oğlunun saraya kabul edilmesini sağladığında Brütüs de Sezar’a yakın bir konumda büyür. Böylece Brütüs evlatlık olarak Sezar’ın koruması altına girer.
Sezar genel olarak diktatör olarak bilinir ve tarihin en zalim imparatorluklarından birinin lideridir. Tüm Akdeniz havzasını kontrol eden ve dünyanın en güçlü ancak aynı zamanda en kanlı ve en acımasız imparatorluğunun başındadır. Neron’un Roma’yı yakıp keyifle izlediği gibi bu liderler de acımasız ve gaddardır. Elbette yönetimden hoşnut olmayanlar da mevcuttur. Çevresindeki yaltakçılara rağmen en ufak bir fırsatta onu devirmeyi ve yok etmeyi planlayanlar vardır. Aslında tarihin her döneminde ve her tür yönetimde görülen bir olgudur.
Brütüs Sendromu (Kompleksi) Neyi İfade Ediyor?
Sezar’ın ünlü bir sözünü aktardıktan sonra asıl konuya geçelim. Bu söz onun yönetim tarzının niteliğini de gözler önüne serer. Diktatör Sezar şöyle demiştir: "Roma’da ikinci adam olmaktansa, bu köyde birinci olmayı yeğlerim."
Brütüs ve onu Sezar’a karşı kendi tarafına çekmeyi başaran çevresi Sezar’ın ölümüyle Roma halkının özgürleşip mutlu olacağına inanmışlardı. Gerçekte halk Sezar’ın öldürülmesinden sorumlu olanların cezalandırılmasını talep etti. Brütüs ve destekçileri bu suikastın en önemli nedeninin Roma halkının özgürlüğü olduğunu savunmuşlardı. Sezar’ın ölümüyle halkın özgürlüğe kavuşacağı düşünülürken halkın beklenmedik tepkisiyle karşılaşan Brütüs sıkıştığı durumda bir akrep gibi intihar etti.
Tarih farklı dönemlerden insanlığın öğrenmesi amacıyla sunulan hikayelerle doludur. Devlet yönetiminde bu olaylardan ders almak esastır. İnsanın içindeki hırs öyle geniş bir alan kaplar ki hiçbir yere sığmaz. Dünyaya sığmayacak kadar büyük görünen bir algı gerçekte sadece birkaç metrekarelik bir yerden mi ibarettir?
Günümüzdeki Tıpta Brütüs Sendromunun Yeri
Tıp alanındaki gelişmelerle birlikte insan psikolojisindeki değişimleri yansıtan pek çok hastalık adı tıbbi literatüre dahil olmuştur. Brütüs Sendromu veya Kompleksi olarak adlandırılan bu durum bir kişinin kendisini yetiştiren, koruyup gözeten ve büyüten kişilere karşı kin besleme, onları yok etme, bağımsızlık kazanma ve onların gölgesinden çıkma isteği sendromu şeklinde tanımlanmaktadır.
Brütüs sendromu bir sadakat eksikliğini işaret ediyor. Bir kişinin onu besleyip büyüten ve ilgilenen birine karşı gösterdiği ihanetin altında genellikle o kişilerin içinde gizli bir liderlik arzusu yatıyor. Bu tür insanlar her şeyi kendi çıkarlarına göre değerlendirir ve kendilerine karşı olanları düşman olarak görürler. Aslında bu kişilikler ruhsal olarak hasta olarak nitelendirilir. Koşullar, menfaatler ve çıkarlar ne gerektiriyorsa bu kişiler mevcut pozisyonlarında güçlü davranır. Gizlice devleti ve milleti satmaya çalışır. Devlet ve millet zor durumda bırakılır ve bu değerlerden yoksun hasta kişilikler aşırılıklar arasında gidip gelirler.
Bu kişilik tipi manik depresif olarak tanımlanabilir. Davalarına şiddetli duygularla bağlı oldukları için herhangi bir grup sadakati söz konusu olduğunda eğer aşırıya kaçanlar varsa bu kişilere dikkat edilmesi gerekli. En küçük bir çıkar karşısında iki yüzlü gibi hemen diğer tarafa geçebilecekleri bu durumun bir ruhsal sendrom olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir.
Bu durumların bazılarında unutkanlık belirtisi göstermeyen farklı bir bunama türü gizli demans bulunduğu görülür. Bu kişilerde utanç ve merhamet duygularının yitirildiği beyinlerinin ön kısmında küçülme ve dejenerasyon meydana geldiği gözlemlenmiştir. Daha önce kontrol sahibi ahlaklı, çalışkan, dürüst ve prensipli bir karakter olarak tanınan hastalar, aniden kendi topluluklarına, davalarına veya ideallerine ihanet eder. Eski dostlarına saldırır ve bu saldırıyı tek bir amaç olarak benimserler. Bu da tıbbi bir gözlem olarak kaydedilmiştir.
İşyerlerinde ve çalışma ortamlarında da, çalışanların seçimi ve yönetimi süreçlerinde, işverenin kişilerin psikolojik durumlarını da iyi gözlemlemeli ve değerlendirmelidir.
Sen de mi Brütüs? söylemi ile özdeşleşen Brütüs Sendromu, tarihi bilginin yanı sıra, insan ve toplum psikolojisi üzerine muhtemel etkileri açısından da bilinmeli ve önemsenmelidir.